13 Kasım 2011 Pazar

wak the rock!

    Küçücük bir kız çocuğu düşünün. Her kız çocuğu gibi babasına aşık, annesine hayran.Yapabileceği bütün şımarıklıklar eşliğinde  5 saatlik bir yolculuk boyunca anne ve babasına aynı şarkıyı dinleten bir çocuk.Her insanın hayatında önemli yeri olan bir şarkı vardır ya benim şarkım o yıllarda belli oldu ve asla yerini bir başkasına bırakmadı.

    1989 yılında MFÖ’nün çıkardığı Best Of MFÖ albümündeydi bu şarkı, kısaca doğar doğmaz benim şarkım olmuştu. O yaşımda bile albümün tamamını çok sevmeme rağmen bu şarkının çok özel bir yeri olmuştu benim için.Üç, dört yaşlarında evde, arabada bulduğu her fırsatta dinletmişti kendini ve dans ettirmişti. En sonunda aile içinde bazı anlaşmalar yapılmasını bile sağlamış.Beş saatlik yolculuğun sadece son kırk dakikasında dinlenmiş ama son kırk dakikada sadece "wak the rock" denmiş.

    Biliyorum çoğunuzun hayatında duymadığı ya da sadece reklamlardan aşına olduğu bir şarkı bu. Belki de hayatımda duyduğum en anlamsız şarkı bile diyebilirsiniz ama o küçük kız çocuğu 20 yaşına geldiğinde bile yanına kardeşini de alarak anne ve babasının kahkahaları eşliğinde  bu şarkıyı dinlemekten, arabanın arka koltuğunda ya da evin içinde dans etmekten bıkmadı. En yorgun anlarında bile bu şarkıdan enerji aldı.Her dinleyiş bir diğerini getirdi ve her seferinde kocaman bir gülümseme yarattı onda.

   Şimdi bir kerede siz dinleyin şarkıyı sizinde yüzünüzde küçücük de olsa bir gülümseme oluşacağını göreceksiniz.  

MFÖ - Vak the rock


ve sonunda "merhaba!"

    Blog yazarı olmak yıllardan beri aklımda olan ama nedense her zaman ertelediğim bir şeydir benim için. Yazacaklarım günlük yorumlardan mı ibaret olacak yoksa bir konuya mı yoğunlaşacağım bir türlü karar verememiştim. Bugün vize döneminin tam ortasında boş bir duvara saatlerce bakmanın bile ders çalışmaktan çok daha ilginç geldiği bir anda, olayı akışına bırak, içinden ne gelirse yaz dedim ve sonunda blogumu aktif hala getirdim. 

    Yazmak istediğim o kadar çok konu, paylaşmak istediğim o kadar çok anı var ki nereden başlayacağımı hala bilmiyorum. Zamanla gezdiğim yerlerle ilgili yorumlarla, çektiğim fotoğraflarla, okuduğum kitap ve dergilerle, dinlediğim şarkılarla yavaş yavaş dolduracağım burayı. 

    Şimdilik sadece bir " merhaba!" demek istedim.